21-Sayfa




ÇANAKKALE ZAFERİNİN TARİHSEL ÖNEM VE SONUÇLARI ÜZERİNE KISA BİR DEĞERLENDİRME

Çanakkale Cephesi’nin deniz harekâtı boğazların konumu ve tarihi önemi itibariyle değerlendirmek gerekir. İstanbul Karadeniz kapısı, Çanakkale de Ege Denizi kapısı olarak büyük bir stratejik önem ve değer taşımaktadır. Her iki boğaz da sadece Karadeniz’i Egeye Egeyi Karadeniz’e bağlayan suyolları değil, bölge haritası dikkatli olarak incelendiğinde görülebileceği gibi Cebelitarık ve Süveyş kanallarıyla bir bütünü oluşturmaktadır. Bu sebeple Çanakkale boğazı sadece Karadeniz’e açılan bir deniz yolu olmayıp tüm Ortadoğu, Kıta Avrupa sına giden Balkanlar ve Avrasya’nın kilidi durumunda bulunmaktadır. Avrupa ve Asya ülkeleri arasında başlamış olan ekonomik, ticari ve siyasi ilişkilerle, askeri hareketler, sürekli olarak Boğazlar bölgesinde cereyan etmiştir. Tarihin daha ilk sayılabilecek dönemlerinden itibaren Dünyaya egemen olmak isteyen uluslar ve devletler sürekli bu bölgede Boğazlar ve Anadolu da çatışma halinde bulunmuşlardır. Çünkü bu bölgeye egemen olan devletler Dünyaya da Egemenliklerini kabul ettirmişlerdir. Tarihte büyük devletler incelendiğinde Pers İmparatorluğu, İskender İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu gibi devletlerin boğazlara da hâkim oldukları gözükmektedir. Bu bağlamda Çanakkale ve İstanbul Boğazı için “Dünyanın Altın Anahtarı” demek yanlış olmayacaktır.



Boğazların jeopolitik konumuyla ilgili olarak 19. yy sonu ve 20.yy sonu itibariyle Dünya üzerinde egemenlik kurmak isteyen devletlerinde politikalarına baktığımızda. Almanya’nın, “Drang Nach Osten (doğuya doğru) politikası”, Rusya’nın ılık denizlere ulaşma emelleri; İngiltere’nin, “denizlere egemen olan dünyaya hâkim olur” politikasına baktığımızda Çanakkale Savaşlarının neden bu kadar kanlı olduğu sorusunun cevabı da ortaya çıkar. Savaş sonunu değerlendirdiğimizde;


1. İtilaf Devletlerinin Marmara’ya girerek, Başkent İstanbul’u bir ay içinde ele geçirme planları başarısızlıkla sonuçlanmış, İstanbul’u kaybetme korkusu ortadan kalkmıştır.


2. Türk ordusunun Balkan Savaşı’nda zedelenen saygınlığı tekrar kazanılmıştır.


3. Bu savaş soncunda adı Anafartalar Kahramanı olarak tarihe geçecek olan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Dünya Harp Tarihindeki yerine adım atmıştır.


4. Çanakkale Zaferi, Anlaşma Devletleri’nin Almanya’yı güneydoğudan kuşatarak savaşı hemen bitirme stratejilerini boşa çıkarmış ve savaş en az iki yıl daha uzamasına neden olmuştur.


5. Çanakkale Boğazı’nın kapatılması neticesinde İtilaf Devletleri silah ve mühimmat yönünden zor günler yaşayan Rusya’ya yardım edememişlerdir. Karşılında Rusyanın gıda desteğinden yararlanamamışlardır. Böylelikle Almanlar Doğu Harekâtlarını daha rahat şekilde gerçekleştirmişlerdir.


6. Çanakkale Zaferi, İtilaf Devletlerinin Rusya’ya yardım edememeleri sonucu iç savaşa sürüklenen Çarlık Rusya’sında tarihe Bolşevik Devrimi meydana gelmiş ve Çarlık Rusya’sı yıkılmıştır.


7. Çanakkale’de Türk savunması aşılabilse ve Boğaz açılabilmiş olsaydı, savaş kısa sürede bitecek ve Rusya’ya gerekli yardım yapılmış olacaktı. Bunun sonucu, Rusya da ihtilalin ortaya çıkmayacak çıksa bile kuvvetle muhtemelen, İngiltere ve Fransa’nın


işe karışmasıyla bu ihtilal ölü doğacaktı. Böylece müttefikleriyle birlikte zaferi paylaşmakta gecikmeyecek olan Ruslar, Çarlarının taksim planı gereği kendilerine daha işin başında söz verilen Boğazlar ve İstanbul’u işgal etmiş ve Deli Petro’dan (Bizler tarihte Petro ya Deli lakabını kullanmışken, Ruslar kendisine Büyük lakabını yakıştırmıştır.) beri izledikleri, “Açık denizlere ulaşma” politikalarını gerçekleştirmiş olurlardı.


8. İtilaf Devletlerinin ağır yenilgisiyle sonuçlanan Çanakkale Savaşları İngiltere ve Fransa’nın, siyasi ve askeri saygınlığı sarsılmış, İngiltere’nin denizlerdeki tartışılmaz üstünlüğü imajını ortadan kaldırmıştır.


9. Avustralya ve Yeni Zelanda gibi İngiliz deniz aşırı sömürge ülkelerinde askerlerinin, sırf İngiliz çıkarları uğruna Çanakkale’de Türklere karsı savaşmaları sonucu bu ülkelerin kamuoyunda İngiliz politikaları sorgulanmaya başlanmış ve bu ülkelerde ulusal bilinç hareketleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Öyle ki Eylül 1922’de Yunanlılar İzmir’de denize döküldükten sonra, Kahraman Türk Ordularının Boğazlar bölgesine doğru yönelmesi üzerine, İngiliz Başbakanı Churchill sömürgelerden yardım istemiş, Avusturalya Başbakanı ise “Tek bir askerin hayatına tehlikeye koymayacağını ve savaşa karar verilirse, ülkelerinden iş birliği istenmemesi gerektiğini” belirten cevabını vermiştir.


Çanakkale savaşlarının sonucunda Türk Devleti 250 bine yakın evladını kaybetmiştir. 250 bin şehit içerisinde ise kesin olmayan rakamlara göre, 100.000’den fazla öğretmen, mülkiyeli, tıbbiyeli, hukukçu, polis ve okur-yazar yitirildiği sanılmaktadır. Bu dönemde Galatasaray Lisesi, Balıkesir Lisesi gibi ülkenin güzide okulları mezun vermemiş bu dönemde mezun olması gereken bütün öğrenciler Çanakkale’de Şehit olmuşlardır.